Bir Sınıf Hayal Et!
Kuluçkaya yatmış bir tavuk gibi aylarca yerimde oturdum. Heyecanla; merakla; biraz kaygı ve bolca sabırla bekledim. Sınıfta sürekli göz gezdirip ,kafamda değişiklikler yaparak aylarca dolaştım. Dolapları alıp, kenara taşıdım, masaların yerini değiştirdim, panoları, kapakları söktüm, duvarları boyadım. Alınacak malzemeler de vardı. Off! Ne çok iş vardı. Nereden başlamalıydı? Daha önce değişiklikler yapan arkadaşlarla görüştüm, değişim rüzgarını başlatanlara sordum. Kafamda evirip çevirdikçe büyüdü işler, büyüdükçe ağırlaştı, ağırlaştıkça yerimden kaldırmaz oldu beni.
Çocukluğumun öğrenme ortamlarını, görev yaptığım ilk sınıfları, aradan geçen 19 seneyi düşündükçe değişen nedir ?diye sordum hep kendime.
Teknolojik olarak; müzikleri kasetten dinletirken, cdye, Cdden flasha geçtik. Tahtalar akıllı oldu. Her sene çocuklar değişti. Biz yaşlandık. Pekiyi ya sınıflar?
Öğrenme ortamlarımız hep aynıydı. Öğrenme merkezlerinin sınıfın zaruri ihtiyacı olduğunu bilmeme rağmen; yıllarca sınıfta köklü bir değişime girememiştim. Sınıfın kurulu düzeni merkezlerin oluşmasını engelliyor; fakat bir türlü gerekli cesareti toplayıp işe başlayamıyordum .Nihayet bir veli toplantısında fikirlerimi velilerimle paylaştım. ’’Yaparız’’ dediler. ’’Para harcamamız gerekebilir’’ dedim .’’hallederiz’’ dediler.’’ Artık neredeyse yıl sonuna geldik.’’ dedim. Böyle bir sınıfta çocuklarımızın bir gün bile eğitim almasını kar sayarız, hem bizden sonra gelen çocuklar da faydalanır.’ ’dediler. Velilerimiz; emeklerini, zamanlarını, bilgi ve deneyimlerini sosyal sorumluluk bilinciyle bizimle paylaşarak; sınıfımızın yeni düzeni için büyük destek oldular. Malzemelerin temin edilmesinden; masa ve sandalyelerin boyanmasına; öğretmen masasının ışıklı masa olarak dönüştürülmesinden; sınıfın yeniden düzenlenmesine kadar her alanda aktif rol oynadılar. .Gönüllü velilerimiz işi öylesine sahiplendiler ki; her türlü yarayı saracak bir ilaç haline geldiler.
Kafamızda bin bir düşünceyle nihayet bir gün işe başladık. Beklediğimiz kadar veli katılımı bulamasakta; katılım voltranı oluşturmak için yeterliydi. Okul personelinden de yardım alınca, o kadar hızlı ilerledik ki; neredeyse bir günde öğrenme merkezleri şekillenmeye başlamış; geriye ayrıntılar kalmıştı. Kısa bir sürede de sınıf bambaşka bir kimliğe büründü.
Sınıfta sürekli öğretmenin değil, çocuğun da aktif olabileceği bir ortam yarattık. Çocuğun sadece dinleyen değil; konuşan, tartışan, araştıran, soran bir birey olması ve sınıfın ilgi alanlarının, yeteneklerinin keşfedilmesi için fırsat sunan bir ortam haline gelmesi için çalıştık. Bütün bunları yaparken kullanılan malzemelerin olabildiğince ulaşılabilir, gerçek ve doğal malzemelerden oluşmasına ,kazanımları arttırıp, hayal gücünü destekleyecek şekilde olmasına dikkat ettik.
Sanat merkezimizi çocuğun istediği malzemeyi kullanarak üretim sağlayabileceği ve kendi ürününü sergileyebileceği şekilde düzenledik. Kitap merkezimizi bir ağacın gölgesine yerleştirdik mesela...Sınıfımızda evcilik oyunları; artık masallardan rol çalar tarzda büyüleyici...Sonuç olarak ;sınıfımızda her merkezi daha işlevsel ve sürekliliği olacak şekilde; üstelik özel okullardan bile daha donanımlı bir hale getirdik. Artık hayalimizde bile olmayan, bir ışıklı masamız bile var.
.
Demem o ki! Biz bir hayal kurduk. Ve hayallerimizin peşine düştük. Yeni hayalimiz; şimdi değilse bile bir gün; bu sınıftan tüm dünyada ülkemizi temsil edebilecek; hayal gücü yüksek, başarılı, aklın ve bilimin ışığında yürüyen bireyler çıkması...Ve yıldızların her yerde olması...
Şimdi durma! Sen de sınıfın için bir hayal kur! Öyle bir hayal kur ki; zihninin sana şu an fazla çılgın, olasılık dışı,kesinlikle imkansız olduğunu söylediği her şeyi bir kağıda yaz.
Zaman, para, idare, sınıf, veli gibi kafanda çizdiğin engelleri sil!
Sonra öyle güzel dönüşüm örnekleri var ki onları incele!
Takıldığın yerlerde sana yardımcı olabilecek onlarca insan var! Onlara ulaş!
İnan! hiç bir şey imkansız değil!
İnan! Sen de başarabilirsin!
Yeter ki! Harekete geç!
Hay-di! Şim-di; bir sı-nıf ha-yal et!
Çocukluğumun öğrenme ortamlarını, görev yaptığım ilk sınıfları, aradan geçen 19 seneyi düşündükçe değişen nedir ?diye sordum hep kendime.
Teknolojik olarak; müzikleri kasetten dinletirken, cdye, Cdden flasha geçtik. Tahtalar akıllı oldu. Her sene çocuklar değişti. Biz yaşlandık. Pekiyi ya sınıflar?
Öğrenme ortamlarımız hep aynıydı. Öğrenme merkezlerinin sınıfın zaruri ihtiyacı olduğunu bilmeme rağmen; yıllarca sınıfta köklü bir değişime girememiştim. Sınıfın kurulu düzeni merkezlerin oluşmasını engelliyor; fakat bir türlü gerekli cesareti toplayıp işe başlayamıyordum .Nihayet bir veli toplantısında fikirlerimi velilerimle paylaştım. ’’Yaparız’’ dediler. ’’Para harcamamız gerekebilir’’ dedim .’’hallederiz’’ dediler.’’ Artık neredeyse yıl sonuna geldik.’’ dedim. Böyle bir sınıfta çocuklarımızın bir gün bile eğitim almasını kar sayarız, hem bizden sonra gelen çocuklar da faydalanır.’ ’dediler. Velilerimiz; emeklerini, zamanlarını, bilgi ve deneyimlerini sosyal sorumluluk bilinciyle bizimle paylaşarak; sınıfımızın yeni düzeni için büyük destek oldular. Malzemelerin temin edilmesinden; masa ve sandalyelerin boyanmasına; öğretmen masasının ışıklı masa olarak dönüştürülmesinden; sınıfın yeniden düzenlenmesine kadar her alanda aktif rol oynadılar. .Gönüllü velilerimiz işi öylesine sahiplendiler ki; her türlü yarayı saracak bir ilaç haline geldiler.
.
Kafamızda bin bir düşünceyle nihayet bir gün işe başladık. Beklediğimiz kadar veli katılımı bulamasakta; katılım voltranı oluşturmak için yeterliydi. Okul personelinden de yardım alınca, o kadar hızlı ilerledik ki; neredeyse bir günde öğrenme merkezleri şekillenmeye başlamış; geriye ayrıntılar kalmıştı. Kısa bir sürede de sınıf bambaşka bir kimliğe büründü.
Sınıfta sürekli öğretmenin değil, çocuğun da aktif olabileceği bir ortam yarattık. Çocuğun sadece dinleyen değil; konuşan, tartışan, araştıran, soran bir birey olması ve sınıfın ilgi alanlarının, yeteneklerinin keşfedilmesi için fırsat sunan bir ortam haline gelmesi için çalıştık. Bütün bunları yaparken kullanılan malzemelerin olabildiğince ulaşılabilir, gerçek ve doğal malzemelerden oluşmasına ,kazanımları arttırıp, hayal gücünü destekleyecek şekilde olmasına dikkat ettik.
Sanat merkezimizi çocuğun istediği malzemeyi kullanarak üretim sağlayabileceği ve kendi ürününü sergileyebileceği şekilde düzenledik. Kitap merkezimizi bir ağacın gölgesine yerleştirdik mesela...Sınıfımızda evcilik oyunları; artık masallardan rol çalar tarzda büyüleyici...Sonuç olarak ;sınıfımızda her merkezi daha işlevsel ve sürekliliği olacak şekilde; üstelik özel okullardan bile daha donanımlı bir hale getirdik. Artık hayalimizde bile olmayan, bir ışıklı masamız bile var.
.
Demem o ki! Biz bir hayal kurduk. Ve hayallerimizin peşine düştük. Yeni hayalimiz; şimdi değilse bile bir gün; bu sınıftan tüm dünyada ülkemizi temsil edebilecek; hayal gücü yüksek, başarılı, aklın ve bilimin ışığında yürüyen bireyler çıkması...Ve yıldızların her yerde olması...
Şimdi durma! Sen de sınıfın için bir hayal kur! Öyle bir hayal kur ki; zihninin sana şu an fazla çılgın, olasılık dışı,kesinlikle imkansız olduğunu söylediği her şeyi bir kağıda yaz.
Zaman, para, idare, sınıf, veli gibi kafanda çizdiğin engelleri sil!
Sonra öyle güzel dönüşüm örnekleri var ki onları incele!
Takıldığın yerlerde sana yardımcı olabilecek onlarca insan var! Onlara ulaş!
İnan! hiç bir şey imkansız değil!
İnan! Sen de başarabilirsin!
Yeter ki! Harekete geç!
Hay-di! Şim-di; bir sı-nıf ha-yal et!
yeni sınıfımızın açılış töreni |
Ne guzel yazmişsiniz ögretmenim. Her şey çok güzel. Eminimki yeni sınıfınızda siz de cocuklar da çok mutlusunuzdur. Ellerinize sağlık. Yüreklere dokunduguz harika bir is, yureginize saglik... 👏👏👏
YanıtlaSilHarikasınız👏👏👏
YanıtlaSil