Yeni Bir Yıla Girerken..
Posta kutularının sadece kredi kartı borcu veya resmi evrak zarflarıyla dolu olmadığı; kapıya yanaşan postacının hala heyecan uyandırdığı günlerde büyüdüm ben... Yeni yıl yaklaşırken çoğu kırtasiyede ;Ulu Camii'nin altındaki hediyelik eşya satan dükkanlarda; renkli, simli, bol karlı ve çam ağaçlı ;hatta Noel babalı kartlar satılırdı. O günler yaklaştığında hem bu kartlardan alır; arkadaşlarımıza akrabalarımıza minik tebrik kartları atar; hem de acaba '' bize de postacı gelecek mi ?'' diye heyecanla beklerdik. Yılbaşı akşamları kuzinenin üstünde pişen nefis kestaneleri mideye indirir, bolca patlamış mısır ve meyve yer; tombala oynar ve büyük ikramiyenin nereye çıktığını öğrenmek için merakla televizyon izlerdik. Henüz televizyon kanallarının ve eğlence programlarının artmadığı yıllardı. Ben o uzun gecelerde yılbaşına ayakta girmeyi bir türlü başaramaz; dokuz-dokuz buçukta çoktan uyumuş olurdum. İlkokul ikinci sınıftaydım. Büyük ikramiye o sen